
Öğretmenlerin yaz semineri uzaktan eğitim yöntemiyle yapılacak
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bengü Türk TV canlı yayınında eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı. Özer, öğretmenlerin 2022-2023 eğitim öğretim yılı yaz dönemi seminerlerinin ÖBA üzerinden uzaktan eğitim yöntemiyle gerçekleştirileceğini bildirdi.
Deprem felaketi yaşayan illerde yürütülen eğitim öğretim faaliyetlerine değinen Bakan Mahmut Özer, bölgede eğitim öğretimin süreçlerinin normalleşmesi için Millî Eğitim Bakanlığı olarak bütün kurumlarıyla seferber olduklarını kaydederek bu süreçte emek veren katkı sunan herkese teşekkür etti.
Okullar kapalı olduğu sürece sadece öğrenme kayıplarının yaşanmadığını, başka kayıpların da ortaya çıktığını ifade eden Özer, Kovid sürecine de değinerek şunları söyledi: "Ben göreve geldiğimden itibaren okulları açmak için gerçekten çok büyük gayret sarf ettim ve bir gün bile kapatmadım bu okulları. İlk başlangıçta dedik ki 'okullar ilk açılacak ve son kapatılacak yerlerdir.' Sonra öyle bir noktaya geldi ki okulların açılması artık eğitim meselesi olmaktan çıktı bir milli güvenlik meselesi haline geldi ve o günlerde şunu gördük; okulları açmasaydık, normalleştirmeseydik eğitim sistemini Türkiye'nin normalleştirilmesi gerçekten gecikecekti. Çünkü bizim eğitim sistemimiz öyle küçük ölçekli bir eğitim sistemi değil. 19 milyon öğrencisi 1.2 milyon öğretmeni olan devasa bir eğitim sistemi. Aynı yaklaşımı deprem bölgesinde de gerçekleştirdik. 'Her yerde ve her şartta eğitime devam' mottosuyla çadırsa çadır, konteynırsa konteyner, fabrika okulsa okul, hiçbir şey yoksa açık alanda öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizi bir araya getirmeye çalıştık. Buradaki amaç, olağanüstü hallerde yaralanmaya en açık olan çocuklarımız. Önemli olan o travmalı ortamdan kurtarıp öğretmenleriyle buluşturup psikolojik sağlamlıklarını güçlendirecek şekilde eğitim süreçlerine tabi olmaları..."
Deprem nedeniyle diğer illere nakil yaptıran yaklaşık 85 bin öğrenci bölgeye geri döndü
Amaçlarının, deprem bölgesinde müfredata dayalı sıkı bir eğitim olmadığını, çocukların psikolojik sağlamlıklarını destekleyecek bir eğitim sistematiği geliştirmek olduğunu belirten Özer, bu faaliyetleri her noktada sürdürdüklerini kaydederek deprem illerini üç kategoriye ayırarak okulları açtıklarını hatırlattı.
Daha sonra öğrencilerin diğer illere nakillerini aldırmayasıyla ilgili kolaylıklar sağladıklarını belirten Özer, kovid sürecindeki gibi eğitim sürecinin normalleşmesiyle birlikte geri dönüşlerin başladığını söyledi.
Deprem bölgesinde eğitim öğretim süreçlerinin normalleşmesiyle birlikte diğer illere nakil yaptıran öğrencilerin tekrar kendi illerine dönmeye başladığına işaret eden Özer, en fazla dönüşün de depremden en fazla etkilenen iller olduğuna dikkat çekerek, "Kahramanmaraş'ta 27 bin 45, Hatay'da 15 bin 895, Malatya'da 12 bin 544 ve Adıyaman'da 10 bin 999 olmak üzere diğer illerle beraber 84 bin 617 öğrencimiz tekrar bölgeye geri döndü." dedi.
Deprem bölesinde LGS ve YKS'ye girecek öğrencilere yönelik destekleme ve yetiştirme kurslarını devreye soktuklarını anımsatan Özer, sağlanan imkânlardan 150 bin öğrencinin yararlandığını söyledi. İkinci dönem konularını sınav kapsamdan çıkardıklarını belirten özer, bu öğrencilere her türlü desteği verdiklerini söyledi.
Özer şöyle devam etti: "Tüm öğrencilerimiz için ders kitaplarını yeniden bastırdık, yaklaşık 25 milyon ders kitabını tekrar dağıttık, tüm öğrencilerimizin kırtasiye malzemelerini tekrar karşıladık. Çoğu öğrencimizi burs kapsamına aldık. Gerçekten devlet tüm imkânlarıyla o şefkat elini, sosyal devlet anlayışıyla o çocuklarımızın, ailelerimizin sırtlarına hissettirdi ve yine biz bakanlık olarak her türlü desteğimizle o öğrencilerimizin, velilerimizin yanında yer almaya devam ediyoruz. Diğer taraftan psikososyal destekle ilgili de hem çadırlarda hem bölgede hem de bölgeden diğer illerimize gitmiş olan ailelere, çocuklara ulaşarak o yardımı sürekli devam ettiriyor. Yaklaşık şu ana kadar 2 buçuk milyon öğrenci ve velimize bu bağlamda destek verdik ve vermeye de devam edeceğiz."
Deprem bölgesindeki öğretmenlerin de her zaman yanlarında olduklarını vurgulayan Özer, bu süreçte öğretmenleri idari izinli sayarak ders ücretlerinin tamamını ödediklerini kaydederek bölgedeki öğretmenlere mazeret tayin hakkı verdiklerini söyledi. Özer, bu haktan yaklaşık 5 bin öğretmen ve idari personelin faydalandığını ifade etti.
Öğretmenlerin fedakâr çalışmalarından söz eden Bakan Özer, "Böyle öğretmenlerimiz olduğu müddetçe bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet bu coğrafyada, bu coğrafyanın kaderi olarak bölgesinin de kaderi olarak varlığını sürdürecektir." dedi.
Son yirmi yılın en büyük ataması olarak gerçekleştirilen 45 bin öğretmen atamasına da değinen Bakan Özer, OECD'nin hazırladığı Türkiye raporunda Türkiye'nin son yirmi yılda eğitimde almış olduğu mesafenin yer aldığını belirterek şunları aktardı: "Türkiye, eğitimde eğitim çağı nüfusunun tamamını eğitim sistemine dahil ederken, büyük bir başarı sağlarken diyor ki aynı zamanda bunu kaliteye rağmen yapmadı. Mesela öğretmen başına düşen öğrenci sayısını ciddi bir şekilde azaltarak OECD ortalamasına yaklaştırdı. Hatta lisede OECD ortalamasından bile daha iyi noktaya geldi. Bu nasıl oldu? Her yıl atanan öğretmenlerle oldu. 2000'li yıllarda 500 bin civarında öğretmen varken eğitim sisteminde şu anda 1 milyon 250 öğretmeni olan bir eğitim sistemimiz var. Yani şu anda eğitim sisteminde olan öğretmenlerin yüzde 75'i son yirmi yılda atandı. Bu ne demektir? Türkiye bu kalite odaklı büyümesini sürdürecek, dolayısıyla sürekli öğretmen ataması olacak."
Özer, KPSS puanıyla bundan sonra da atamaların yapılacağını kaydetti.
23.05.2023 (Haber Merkezi)
Tüm Yorumlar